Aile katılımı; anne-babaların eğitim kurumuna devam eden çocuklarının gelişimlerine ve eğitimlerine katkıda bulunmaları için organize edilmiş etkinliklerin bütünüdür. Bu etkinliklerin tümü, velinin çocuğunun eğitimi ve gelişimindeki rolüne destek olmayı amaçlar. Okulda verilen eğitimin evde, evde verilen eğitimin okulda desteklenmesi, bir devamlılığın söz konusu olması ve bu sayede hem okulda hem de evde çocuğun istendik davranış değişikliklerine güvenli ve kontrollü bir biçimde ulaşması ana amaçtır.
Oyun oynamak, çocuğun eğlenmesinde ve eğitiminde olduğu kadar onun gelişmesinde de önemli rol oynar. Çocuğun tüm gelişim alanlarına etkisi olan oyun, çocuğun bedenini tanımasını da sağlar. Oyun oynayan çocuklar, oynamayan çocuklardan daha sağlıklıdır ve daha çabuk gelişir.
Okulöncesi eğitimde belirli gün ve haftaların işlenişinde sosyal alctiviteleıiıı önemli bir yeri vardır. Bu konuların anlaşılıı olabilmesi ve çocukların konuyu içselleştimıeleri açısından yapılan sosyal alctiviteleıiıı destekleyici nitelikte olduğu bilinmektedir. Okulöncesi eğitimde görsellik öğrenmeyi aıttıııcı bir etkendir.
Değerler, aklın ve kalbin birlikte uyum içinde olması şeklinde tanımlanabilir. Değerler toplumsal yaşamın ayrılmaz bir parçasıdır. Bireyi, aileyi, yaşadığımız toplumu ve dünyayı tehdit eden risk ve sorunların çözümünde, toplumsal yaşantımızın temel yapısını oluşturan milli, manevi, sosyal, ahlaki ve kültürel değerlerimizden olan; Yardımlaşma,Dürüstlük,Dayanışma,Sevgi,Hoşgörü,Saygı,Misafirperverlik,Duyarlı olma, Vatanseverlik,Adil olma, Doğruluk ,Paylaşımcı olma,İyilik,Çalışkanlık,Temizlik,Vefalı olma v.b gibi kazanımları öğrencilerimize kazandırmak amacıyla yapılan çalışmalardır.
Çocukların yaparak -yaşayarak öğrenmelerini, neden sonuç ilişkileri kurmalarını,problem çözme bec enlerini .akıl yürütme ,yeni fikirler ve yaratıcı düşünmelerini sağlar.
Daııs, chıygu ve düşüncelerin bedensel devinimlerle dışa yansıtılmasıdır. Dansın çocuklar üzerinde pek çok olumlu etkileri vardır Çocugıın kendini tanımasına yardım eder. Hayal dünyasını geliştiril Duygularını rahatça ifade etmesine imkan tanır. Bedeıı. zihin ve nılı sağlığı olumlu etkilenir. Öz güveni gelişir. Sosyal becerileri gelişir. Duygusal zekası beslenir. Okul başarısı olumlu etkilenir. Sağlam bir kişilik geliştiıınek için fırsat bulmuş olur.
Mandala hemen hemen daiı e veya merkez anlamına gelir. Belirgin bir şekilde duran merkez noktası etrafına şeer ve desenler yerleştirilmiştir. Mandala, boyama yoluyla insanı sakinliğe ulaştırır, rahatlatan bir etki yapar. Günümüzde çocuklardan birçok şey bekleyerek onları çeşitli stres faktörleriyle karşı karşıya getiriyoruz. Hafif bir klasik müzik eşliğinde boyanan "Mandala” sonunda çocukların stresleriyle kolaylıkla mücadele edebildikleri, sakinlik ve soğukkanlılık kazandıkları görülmüştür. Mandala çalışmasından sonra çocukların, grup çalışmalarında, gruba uyum sağlamalarında ve dinleme becerilerinde olumlu etkiler görülür. Ayrıca Mandala çocukların kendi yaratıcılıklarını keşfetmelerine yardımcı olurken, dikkat sürelerinin de uzamasını sağlar. Okulumuzda öğrenciler grup öğretmenlerimizle birlikte Maııdalayı haftada bir gün sınıflarında uygulamaktadırlar.
Çocuğun zihinsel ve dil gelişimine, dikkatini toplamasına, yaratıcılığının ve ritim duygusunun gelişmesine, dinleme ve dinlediğini anlamasına, kendisini ifade etmesine, beraberlik ve bir gruba ait olma duygusunu geliştirici; şarkı söyleme, basit şarkılar yaratmak, ritim çalışmaları ve yaratıcı dans gibi etkinliklerde başarılı olmasını sağlar.
Okuma ve yazına gibi becerilerin kazandırılması, ayııı zamanda düşünme, anlama, sıralama, sorgulama, sınıflama, ilişki kurma, analiz-sentez yapma ve değerlendirme gibi zihinsel becerilerin de geliştirilmesini içermektedir.
Çocuk, oyunla duygusal açıdan güvenli bir çevrede hayal etmenin zevkini yaşar ve duygularını bu ortamda özgürce ifade eder. Mutluluk, sevinç, acı, üzüntü, güven duyma gibi birçok duygusal tepkiyi oyun yoluyla öğrenebilir. Duygusal tepkilerin dramatize edilmesi, oyunlaştırılması çocuğun kendim tanımasına yardımcı olur. Çocuk, oynadığı oyun yoluyla benmerkezcılıkten ayrılır. Kendine olan güveni gelişir. Başkalarının duygularını anlar.
Çok erken dönemden itibaren temelleri atılmaya başlanan ; yemek yeme,giyinme - soyunma temizlik,tuvalet vb. özbakımla ilgili alışkanlıkları kazandırmada , aile ile başlayan bu eğitimin okul öncesi kurumlarında desteklenerek kalıcı hale gelmektedir.
Sanat etkinlikleri sırasında çocuk, yeni arkadaşlıklar kurarak sıra beklemeyi, konuşmayı, dinlemeyi, paylaşmayı, işbirliği yapmayı ve yardımlaşmayı öğrenerek sosyal becerileri gelişmektedir. Çocuk kendisine olan saygısını duyuları ile ifade ederek kendi varlığını kabul ettirmektedir. Kendini kabul eden ve ettiren çocuk, diğer çocukları da kabuleder ve benimser. Dolayısıyla bu istendik davranışların kazandırılmasında en etkili yol sanat eğitimidir.
SCAMPER yaratıcı düşünmenin geliştirilmesinde kullanılan uygulanması kolay, eğlenceli bir beyin fırtınası yöntemidir. Çocuklara farklı düşünme, hayal kurma ve sezgilerini kullanarak özgün ürünler ortaya koyma şansı verir. SCAMPER tek bir nesneye yöneltilen düşünme yöntemi serisidir. Bunun için tek bir nesne seçilir ve beyin fırtınası yoluyla bu nesne değiştirilip geliştirilir. Bunun dışında öykü, masal ya da şiirlerde kullanılabilir. Bunu yapmak için çocuğa sorular sorulur.
Serbest zaman etkinliklerindeki amacımız bu zaman zarfında çocukların değişik ilgi alanlarına yönelik birçok seçeneği birlikte sunabilmek, ayrıca öğretmenin müdahalesini en aza indirmek ve kendi yaratı alıklarım istedikleri gibi kullanabilecekleri bir ortam hazırlamaktır.
Çocukların biriken enerjilerini atıp çevreye karşı duyarlılık kazanmalarında ve doğal yaşamı görerek, dokunarak, tadarak, koklayarak öğrenmelerinde sosyal aktiviteler can simidi niteliği taşımaktadır.
Türkçe Dil Etkililikleri ile çocukların sosyal ve duygusal gelişim alanını desteklenil. Başkalarını dinlemeyi, söz sııası beklemeyi, kendim ifade etmeyi ve başkalarının haklarına saygı duymayı öğrenirler.Grup içinde kendini ifade ederek,özgüven gelişimine destek olunur.
• Erken çocukluk dönemi çocuğun etkin olarak temel kavramları öğrendiği bir dönemdir.
• Bu materyallerden biri de bilgisayardır. Bilgisayar uygun şekilde kullanıldığında çocukların eğlenirken öğrenmelerini de sağlamaktadır.
• Okulöncesi dönemde çocukların gelişimlerine uygun hazırlanan eğitim programları, çocukların zihinsel gelişimlerini ve yaratıcılıklarını geliştirmektedir.
• Erken çocukluk döneminde iyi hazırlanmış bir eğitim programı içerisinde yer alan bilgisayar eğitimi,zihinsel,dil,sözlü ve sözsüz yetenekler, kavram gelişimi, problem çözme becerisi, uzun süreli hatırlama ve el becerilerinin gelişiminde etkili olmaktadır.
Bilgisayar sayesinde çocukların yaratıcılıkları ve eleştirel düşünceleri gelişmekte, çocuklar birbirleriyle iletişim kurmakta ve amaca ulaşmak için birlikte çalışabilmektedirler. Bu paylaşım da çocukların sosyal gelişimlerine olumlu etki yapmaktadır.
• Çocuklar, ana dillerini öğrenebilmek için doğuştan sahip oldukları dil öğrenme yeteneklerini İngilizce öğrenmek için de kullanabileceklerini kısa zamanda fark ederler.
• Okul öncesi çocuklar daha çok oyun benzeri faaliyetler yardımı ile öğrenirler. Bir yetişkinin eşliğinde yapılan etkinliklerde yer alarak dili öğrenmeye istekli hale gelirler. Önce faaliyeti anlar, daha sonra da yetişkinin konuştuğu dilden anlam çıkarırlar.
• Çocukların İngilizceyi günlük hayatlarıyla özdeşleştirmek için daha çok imkânları vardır. Okul programları buna uygun oluşturulduğunda, zihinleri bir yetişkin kadar çok bilgiyle dolmadığından öğrendiklerini daha kolay akıllarında tutabilirler. Dil öğrenirken bir yetişkin gibi strese girmezler.
• Küçük yaşlarda ikinci bir dili öğrenmeye başlayan çocuklar, hayatlarının ilerleyen dönemlerinde üçüncü, dördüncü dili öğrenmeye çalıştıklarında aynı doğal öğrenme yeteneklerini kullanırlar. Bu sayede, sadece ana dilini bilen bir çocuğa oranla yeni dil öğrenme yetenekleri daha gelişmiş olur.
•Bilimsel çalışmalar çocuklarda yeteneğin gelişiminin 2 ile 6 yaşlar arasında daha hızlı olduğunu ortaya koymaktadır. Bir spora yatkınlığın gelecekteki başarı için önemi göz önünde bulundurulduğunda,satranca başlama yaşının 4 ile 6 yaş arasında olması gerektiğini söyleyebiliriz. Burada amaç,satranç figürlerinin ve satranç temasının çocuk gözündeki cazibesinden de yararlanarak,çocuğu satranç ile tanıştırmaktır.
•Olaylar karşısında hızlı ve doğru düşünebilmeyi sağlar, Yaşanan durum karşısında doğru yorumlar yapabilmeyi geliştirir
•Reflekslerin gelişmesini sağlar.Cesaret aşılar.Zamanı kullanmayı öğretir.Tasarrufu öğretir.Kazanmak için bazı kayıpların gerekli olduğunu kavramayı sağlar.Merkezi düşünce yapısını aşılar.Kazanmak için Tek bir yolun olmadığını öğretir, Kazanca giden yolları bulmayı öğretir.
•Görsel zekayı geliştirir, Görsel hafızayı kamçılar,Özgüveni artırır.Tüm dikkatini bir yerde toplamayı öğretir, kişi uzun süre satranç oynamışsa eğer dikkati toplama bir alışkanlık haline gelmiştir.Satranç oyuncusunun derslere karşı ilgisi artar, ders konularını daha iyi anlar ve kavrar. Bilimsel düşünme yeteneğinin temelleri satranç oyununda vardır.